Geçtiğimiz haftasonu İstanbul'da Fenerbahçe'nin ev sahipliğinde gerçekleştirilen Voleybol Kadınlar Avrupa Şampiyonlar Ligi Dörtlü Final'inde Vakıfbank Güneş Sigorta Türk Telekom takımı, önce Fenerbahçe'yi yarı finalde, daha sonra da finalde Rabita Bakü'yü yenerek, kupayı kazandı.
Vakıfbank Güneş Sigorta Türk Telekom bilhassa yarı final maçındaki performansıyla Dörtlü Final'e daha iyi motive olduğunu gösterdi. Maç içerisinde de çok önemli anlarda sergiledikleri mücadeleyle finale çıktılar. Voleybol açısından bakarsak, Vakıfbank Güneş Sigorta Türk Telekom'un finale çıkmayı hak etmediğini söylemek doğru olmaz. Tabii bunda Fenerbahçe cephesinin dirençsizliği, maç içerisinde yaptığı hatalar da etkin oldu ama nihayetinde o maçta daha iyi olan taraf önce finale çıktı. Sonra da kupayı aldı. Tekrar etmek gerekirse, akl-ı selim sahibi hiçbir Fenerbahçeli'nin o maç sonrası "Vakıfbank Güneş Sigorta Türk Telekom bugün hiç hak etmeden kazandı", diyeceğini sanmıyorum.
Gelelim esas mevzuya. Maç sonrası Vakıfbank Güneş Sigorta Türk Telekom takımı oyuncularından Gözde Sonsırma ve Özge Kırdar Çemberci'nin sıcağı sıcağına yaptığı açıklamalar ve yine maç içerisinde aldıkları sayılar sonrası Fenerbahçe oyuncularına, teknik heyetine yaptıkları hareketler tartışma konusu oldu.
Sporcuların maç biter bitmez yaptıkları açıklamalar çok tehlikelidir. Maçın stresi ve yorgunluğuyla çok makul cümleler kurulmaz. Futbolcular bilhassa saçma sapan şeyler söylerler. Veya her daim bilindik o lafları (önümüzdeki maçlara bakacağız gibi). İşte bu sebeple, oyuncular maç sonu açıklama yaparken eskilerin tabiriyle "akım derken bokum deme" hatasına düşerler. Ve genellikle kazanılan maç, zafer vs. yerine başkalarına laf atılır, ucuz edebiyat yapılır. Bu da galibiyeti, kimi zaman da o görkemli zaferi gölgeler. Gözde ve Özge'nin maç sonrası demeçleri de tam anlamıyla böyle olmuş.
Önce o açıklamaları izleyin.
Sonra da bu açıklamalara haklı olarak verilen tepkiler sonrası, Gözde Sonsırma'nın Twitter'dan yaptığı yeni açıklamalara bakalım.
"Basın polemik yaratmaya çalışıyor!! Benim söylemediğim şeyleri ya da bana sorulan soruları sanki ben söylemişim gibi lanse ediyorlar!!"
"5 yabancıları vardı, onlar favoriydi ama biz takım ruhuyla kazandık dedim! Bunun neresi Fener'e taş!? Hürriyet gazetesi 'Gözde'den Fener'e taş' demiş"
"Sağ olsun kışkırtmak için yapmışlar ama olsun sıkıldım artık bu durumdan!! Şampiyonluğun sevincini doyasıya yaşadık, yaşayacağız da!!!
Şimdi açıklamaların olduğu videoyu izleyenlerin görmüş ve de duymuştur ki; Gözde Sonsırma sonradan söylediği gibi konuşmamıştır. Gayet kışkırtma diye tabir edilecek cümleler kurmuştur. Tam olarak şunları demiştir. (tabii jest ve mimikleri yazıya aktarmak zor ama nihayetinde yukarıda bir video var tekrar bakmak için)
"Fenerbahçe bugün 12 yabancıyla da oynasak biz yenecektik. Çünkü bu iş (yüreğini göstererek) burayla oluyor."
Şimdi Gözde Sonsırma demiş ki "Fener'e taş atmadım." Öncelikle, "Fenerbahçe bugün 12 yabancıyla da oynasa yenecektik" diyen bir sporcu acaba hangi takımdan bahsediyordu? Bunu sormak lazım. İkincisi; vermek istediği mesaj özünde "biz yüreğimizle oynadık, bu işler parayla olmuyor" anlamında. Evet, Gözde bu konu da haklı. Daha yürekten oynadılar ama siz bunubu şekilde söylerseniz, saçmalamış olursunuz. Sonradan verilecek tepkilere şaşırmamanız lazım. Farkındaysanız, kimsenin Vakıfbank Güneş Sigorta Türk Telekom'un galibiyetine tek kelime laf etmişliği yok iken, kendi başarılarını antipatik kılan yine Vakıfbank Güneş Sigorta Türk Telekom'un oyuncuları olmuştur. Ve yine bu iş parayla pulla olmuyor imasında bulunan Gözde Sonsırma'ya şunu hatırlatmalı. Oynadığınız takım mahalle mi, semt takımı mı? 3 müessese bir takımda birleşmiş. Paranın bol kullanıldığı bir takımdasınız. Herhalde size maaş olarak da para veriyorlar. Para yerine telefon falan veriliyorsa söyleyiniz tabii. Üstelik bu maaşların Fenerbahçe'den öyle hiç aşağı kalır yanı da yok. Hani Gözde biraz daha konuşsa, "zaten antremanlara akbille geliyoruz" diyecek zannediyor insan. İnsanlar başarılarından sonra böyle "fakirlik edebiyatı" yapmamalı. Zaferi gölgeler bunlar. Ve ek olarak bu kez Özge'nin videodaki açıklamaları; "Onların evinde final biz oynuyoruz" sözleri ve o gördüğünüz jest ve mimiklerle tabii.
Bu da aynı. İlave cümlelerle uzun uzun eleştirmeye gerek yok sanırım. Tekrar meselemize dönecek olursak.
Zaten sahada çok iyi mücadele ederek yenmişsin Fenerbahçe'yi. Laf atmasan, sadece mutlu olduğunu belirtsen bile bir şekilde mesajını vermiş olacaksın (biz hak ettik diye), lakin sen konuşarak hataya düşüyorsun. Daha sonra da kendimi savunayım derken, hata üstüne hata yapıyorsun. Basına suç atmak da kolay. Çarpıtıyorlar diyerek...
Neyse ki, video görüntü var. Neyse ki, insanlar maçı izledi. Alınan sayılardan sonra Fenerbahçeli oyunculara, teknik heyete tıpkı cuma gecesi derbide Kazım'ın Aykut Kocaman'a yaptığına benzer hareketler yaptığınızı gördü.
İnsan hataya düşebilir. Herkes hata yapabilir. Melek değiliz nihayetinde. Ama hatayı hatayla savunmak yerine, hatalıydım diyebilmek de bir erdemdir. Bunu her sporcudan beklemek sıradan bir sporseverin hakkıdır. Hele ki bir kadın sporcudan görmek, görebilmeyi daha çok bekler insanlar.
Bilmem, yeterince açık anlatabildim mi?
No comments:
Post a Comment