Bu olay üzerine medya ya da internet siteleri ne tepki vermiş ya da vermiş mi diye nette dolanırken Ekşi Sözük'teki şu entryi rastlamam...
Bunu okuyup da sinirlenmeden, hatta sövmeden durabilen varsa helal olsun. Ne diyeyim başka?
Kontrolü yazıda da kaybetmemek için sözü burada sanırım Cem Dizdar'a vermek lazım. Çok güzel değinmiş hadiseye.
"Bir emekçi, sadece tuttuğu takımın atkısını açıyor diye işten çıkartılıyor... Sanırım bu olayın gerisinde, stadyumları 'mabet', kutsal bir yer olarak tanımlamak yatıyor. İnsanların hayatlarında kutsal değerler vardır elbette ama her şeyi bir kutsal haline dönüştürünce bir akıl tutulması yaşanmaya başlanıyor.
Düşünsenize, Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş ya da diğerleri için kutsal yerler, statlar, renkler yaratılıyor. Sanırım bu da insanların akıl sağlığını zorluyor.
"Madem Türk Telekom Arena o kadar kutsal bir yer olarak görülüyor, o zaman Yıldırım Demirören ve Aziz Yıldırım o çimlere neden bastı?" sorusu geliyor insanın aklına ister istemez.
Şimdi o stadyumun yapımında emeği geçen herkes Galatasaraylı mı? Orada bir çok farklı siyasi görüşten, farklı takım aidiyetlerinden insanların emeği var. O Fenerbahçeli işçi arkadaş, Galatasaraylı arkadaşıyla birlikte atkı açtıysa bundan ne gibi menfi bir sonuç çıkabilir? Bunun kime zararı var? Bir adam çalıştığı yerde, "Buranın yapımında benim de terim var" dediği bir yerde kendi kavlince bir gülücük bırakmaya çalışıyor hayatına, hayatımıza... O iki işçi yan yana emek harcayıp o stada gidecekler için birlikte çalışmadı mı? Aslında mesele futbola bir oyun, kültür ve mizah olarak bakabilmekte. Futbol mizahtan uzaklaşınca paranoyak-şizofrenik tutumlar ortaya çıkıyor. Bu olay, Ahmet Kaya’nın şarkıda söylediği gibi “Nereden baksan tutarsızlık” durumu. Düşün ki, bu hastalıklı hal üzerine biz bile bir şeyler söyleyerek birbirimizi hasta ediyoruz... Ve devamında hastalık çığı gibi büyüyor!"
Cem Dizdar
No comments:
Post a Comment