Thursday, April 8, 2010

Haybeden Gerçeküstü Lakırtılar #24


* "Bilirken susmak bilmezken söylemek kadar çirkindir." Eflatun

* Bizden bir haberle yazıya giriş yapalım. Blogun teknik altyapısından sorumlu Muzaffer dün gece dünya evine girdi...dersem, inanmayın tabii. Öyle biri yok. Bizden haber derken, blogdan bir haber. Yahut blog vesilesiyle gündeme gelişimizmle ilgili bir haber (gelişine vur). Bugüne kadar sanal röportajları buradan duyurmuştuk. Bu kez bildiğin bir röportajla karşınızdayız. 1907 Ünifeb'in web sitesinde yer alan kanlı canlı bir röportajımız oldu. Hatta ayın konuğu da olmuşuz, röportajın ötesinde bir mevzu yani. Röportajda ağzımızdan çıkan her kelam için direkt savunma mekanizmamız hazır. Blogun her daim sağ tarafında olan cümleyle hem de; "her hakkı patavatsızlığıma aittir". Merak eden, tipimizi görmek isteyen (gerçi 2 ay öncesine göre çok yaşlandık ama...) buradan buyursun.

* Öğrencilerimden birinin annesinin adı "Durkadın" imiş. Evet. Emir veriyormuş gibi aynen. "Durkadın!"

* Bazen dayanamıyorum, her cümlemin sonuna "üç nokta" koymak istiyorum... Çok ilginç bir şey bu... Bir defa başladım mı, kendimi durdurmam çok güç oluyor...Valla...Bak yine...

* Gürkan Kubilay'ı kadınlar sağlık için, erkekler ise futbol için izliyor. Her iki cinse de hitap eden cins bir doktor.

* Mukayese zamanı: Natasa Osmokrovic benim gözümde voleybol takımımızın PVH'sidir. Müthiş bir oyuncu ve lider karakterli. Hayranıyız!

* Alessandra Ambrosio vücudundan memnun olmadığını, kalça ölçüsünün biraz daha büyük olmasını istermiş. O böyle diyorsa, diğerleri n'apsın?

* Gördüğüm en iyi Brezilyalı forvet Alessandra Ambrosio. "Başımın tacısın, tabii ki forvet oyna"

* Önüm, arkam, sağım, solum... her tarafta Avoncu kadınlar. İlla Avon da değil tabii, benzer nitelikte başka markalardan ürünleri satmaya çalışan hatunlar da var. Sokakta, okulda, dersanede, alışveriş merkezlerinde... Kısacası onlar her yerde... Nerede birini görsem, "Eyvah! Avoncu kadınlar...Kaçın!!!" diye bağırasım geliyor.

* Yahu o değil de, Sarı Melekler sayesinde voleybol uzmanı kesildik... Bloglarda filan ahkam kesiyoruz. Negzel

* Evet, size çok önemli bir sır açıklıyorum; "Alex koşmuyor". Şimdi evlerimize dağılabiliriz.

* Kendilerine yapıldığında ağladıkları şeyin benzerini yapmak için pusuda bekleyenlerle uğraşmaya değmez. Bu onların "karakterini" gösterir.

"Bir kaleci nasıl içeri aldığı golden sonra üzülmeyebilir? İşkence yapılıyormuşcasına canının yanması gerekir! Eğer sakin kalabiliyorsa, sona gelmiş demektir. Geçmişte ne yapmış olursa olsun, o kalecinin geleceği yoktur!" Lev Yaşin

* Adrianne Curry'nin Twitter'da paylaştığı fotolar sayesinde görmediğimiz yeri kalmadı. Artık kendisi dünya ahiret bacımızdır (ironiye gel).

* Ntv Spor ekibinin bloglardaki eleştirilere cevap vermesi, bi şekilde bu eleştirileri yapanları kaale aldığını göstermesi güzel bir şey.

* Bir Feysbuk özlü sözü, "Burcucum çok güzel çıkmışsın". Bu isim de bir grup da vardı hatta ama aradım, taradım şu an bulamadım. Belki de kapattılar grubu.

* Yandaş medya diye nitelendirilen basın yayın organlarının hesaplayamadığı bir şey var; o da bugün arkalarından esen rüzgar, yarın ters taraftan esebilir. Velhasıl kelam, bu kadar çok gaza gelmemek lazım.

* Can sıkıcı bir itiraf: "Sana değil kardeşine" diye bir şarkı var ya, kaç gündür dilime feci dolandı. Nerden duydum la ben bunu?

* "Beyler Mercidabık Savaşı ne olur". Bahis çılgınlarına gelsin bu da.

* Heidi Klum beşinciyi doğurmak istiyormuş. Maşallah diyelim.

* Mark Zuckerberg Feysbuk'u kurdu, biz de dedikodusunu yapıyoruz.

* Zincirlikuyu'nun önünden geçen bazıları, "Her canlı ölümü tadacaktır" yazılı ayetten rahatsız olmuşlar. Kaldırılmasını istemişler. Haşmet Babaoğlu'nun bu konuyla ilgili önceden demiş olduğu sözü yineleyelim; beni ölümü hatırlatan şeylerden ziyade, hiç ölmeyecekmiş gibi yaşayanlar rahatsız ediyor.

* "İnsanların en hayırlısı, ahlakı en güzel olanıdır". Hz. Muhammed (s.a.v)

No comments:

Post a Comment