İlk sete kötü başladı Fenerbahçe ve bu yüzden toparlamak mümkün olmadı. Bu durumu heyecana bağladıktan sonra ikinci sette oyuna ortak olunmasını beklerken bu bölüm daha da kötüydü. İlk iki sette Bergamo ekibi finallerin takımı olduğunu ve tecrübenin böylesine zorlu maçlarda ne kadar önemli olduğunu herkese gösterdi.
Üçüncü set başladığında açıkçası çok ümitli olmak güçtü ama Melekler maçı bırakmadılar ve zor olanı başardılar. Üçüncü ve dördüncü setlerde harika oynadılar ve skoru 2-2'ye getirdiler. Bilhassa dördüncü sette çok iyiydiler. Natasa Osmokrovic kalitesini bu sette gösterdi. Çok önemli işler becerdi. Hatta maçın Fenerbahçe adına en önemli ismiydi. Ne var ki takımın bir diğer yıldızı Gamova ise maçın genelinde kendisinden bekleneni bir türlü gösteremedi. Oysa Gamova ayarında bir yıldızdan daha fazlasını beklemek yanlış olmaz.
Fenerbahçe aslında gecenin kaybeden tarafı olmasına karşın maçın genelinde hiç de kötü değildi. Kaybettiği setlerde dahi çok iyi işler çıkardı ama rakip gerçekten muazzam bir takım. Dördüncü setin bir bölümünü saymazsak nerdeyse hatasız oynamak için özel üretilmiş oyuncuları var gibiydi. Ve tüm bunların üstüne tecrübeleri...
Bergamo gibi bir ekibe karşı finalde 2-0'dan maçı 2-2'ye getirmek çok büyük bir olay. Gerçi, Melekler'in bugüne kadar yaptıkları, yenilmeden Şampiyonlar Ligi finaline gelmeleri yeterince muazzam bir olaydı. Bir de üstüne oyunu 2-2'ye getirirken verilen büyük mücadele eklenince maçın son sette tekrardan başlamasını sağlandı. Buraya kadar Melekler oyunu iyi getirdi ama aynı zamanda da ciddi manada yoruldular. Bunu da görmek gerek. Rakibin bu bölümde oyuncu rotasyonu konusunda daha etkili olduğu da görüldü. Ne yazık ki bunlar son sette Fenerbahçe'nin aleyhine işleyen durumlar oldu. Gerisi ise Bergamo'nun tecrübesiyle son seti almasına ve maçı 3-2 kazanmasına sebep oldu.
Formanın hakkını veren Sarı Melekler'e buraya kadar yaptıkları her şey ama her şey için teşekkürler. Bu taraftar onlarla gurur duyuyor. Şampiyonlar Ligi final four maçlarına kadar namağlup gelmeleri, ev sahibi Cannes'ı yenerek finale çıkmaları ve finalde Bergamo gibi bir ekibe karşı başa baş mücadele etmeleri muzzamdı. Kolay kolay unutulmaz bunlar. Bu sene Fenerbahçe formasının en çok hakkını verenler Melekler oldu. Onlara ne kadar teşekkür etsek azdır. Gönül isterdi ki maç sonunda onların gözyaşları mutluluk sebebiyle aksın ama ne denebilir ki, nasip değilmiş. Bundan sonra yapılması gereken ilk şey Melekler'i havaalanında önce güzelce karşılayıp, hak ettikleri sevgi gösterisini onlara göstermek olmalı. Daha sonra da voleyboldaki bu başarının şans eseri gerçekleşmediğini ispat etmek için önümüzdeki senenin yapılanması konusunda ciddi yatırımlara aynı kararlılıkla devam edilmeli.
Fenerbahçe Bayan Voleybol Takımının en tepedeki sorumlusundan en alt kademede görevi bulunan kişisine kadar, bu başarıda emeği geçen herkese sonsuz teşekkürler.
Ve tabii son söz Melekler'e. Siz çok özelsiniz. Bu taraftarın gönlünde yeriniz apayrı. Ekşi Sözlük'e sizin için çok güzel bir şey yazılmış. Aynen aktarıyorum.
"Fenerbahçe taraftarına yeniden şarkılar söyleten takım. Sadece inanılmaz başarılara imza attıkları için değil, hırslı, azimli ve gönülden oynadıkları için. Varsın bu sene kupa 1 eksik olsun. Bize sizi izlemek bile yetiyor".
Ekşi Sözlük'te "cubuk kraker" rumuzlu kişi böyle yazmış. Onun yorumuna katılmakla birlikte üstüne ek olarak iki cümle daha yazayım...
Bize sizi izlemek yetiyor, çünkü siz gerçekten Fenerbahçe gibi oynuyorsunuz.
Ve inşallah seneye mücadele ettiğiniz spor dalının en üst seviyesi olan Kupa'da sizleri Şampiyon olurken goreceğiz...
No comments:
Post a Comment