Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en ahlaksız, en haince hadiselerinden biri olan 28 Şubat post-modern darbesinin yıldönümü bugün.
Birileri 28 Şubat için "1000 yıl sürecek" demişti. Umarım yanılırlar. Umarım bu halk uyutulmaz, suni tehditlerden ürkmez ve esas gerçeği görür. Ne zaman bu ülkede birileri, "filanca elden gidiyor" nidalarıyla dolaşıyorsa, bilin ki çoğunlukla bahsedilen şeyin elden gittiği yoktur. Mevzu sadece, suyu daha da bulandırmaktır. O sesi gür çıkanlar, yine birileri tarafından tutulmuş, satın alınmış kişilerdir. Amaçları bellidir.
Bundan 13 yıl önce, birileri tarafından güzelce yazılan senaryo kusursuz bir şekilde icra edildi. Ve ne yazık ki halkın bir bölümü de bu kurguyu yedi, belki de yemek zorunda kaldı. Zira çok korkutulmuşlardı. Daha sonra ne oldu? Anti-demokratik uygulamalarla ortalığın içine etti o kişiler. Kendi derebeyliklerini kurdular, insanları inancına ve inançsızlığına göre etiketlediler filan (bugün de buna benzer şeyler yaşanıyor gerçi). Yetmedi, kurulan tezgahlar sayesinde ekonomiyi de çökerttiler. Bankaların hortumlanmasını sağladılar. Olan yine garibanlara oldu tabii. Suni tehditlerle korkutuldukları yetmiyormuş gibi, bir de elde avuçta ne varsa onları da kaybetti bazıları. Aslına bakarsanız, 28 Şubat senaryosunu yazanlar, uygulayanlar ve onların yandaşları dışında kazanan pek olmadı o dönemde. 28 Şubat'ta birileri tarafından kurtarıldıklarını düşünenler ve onları alkışlayanlar da bugün yaptıkları hatanın farkındalar muhtemelen. İş işten geçti mi? Geçmedi. Haysiyetli insan her türlü darbeye karşı olan insandır. Normali, post-modern'i fark etmez. Hala geç değil. Bu gerçeği görmek ve hata yaptıklarını itiraf etmek için geç kalmış değiller.
İnsanlar takım tutar gibi darbe taraftarlığı yapmayı da bir kenara bırakmalı. 27 Mayıs, 12 Eylül gibi darbeler ve 28 Şubat post-modern darbesi bu ülke halkına karşı hazırlanmış ve uygulanmış haince, alçakça eylemlerdir. Bunlardan birisi sizin sevmediğiniz bir ideolojiye, zümreye karşı yapılmış olabilir. Lakin bu darbelerin anti-demokratik eylemler olduğunu ve ülkeyi karanlığa süreklediği gerçeklerini değiştirmez.
Gelin hep birlikte darbecilere, darbe sevdalılarına ve bu ülke halkına zulmü reva görenlere karşı hep birlikte mücadele verelim (Ertuğrul Özkök tarzı girmişiz cümleye, devamının onunla alakası yok ama). Şimdi muhtemelen bu yazdıklarım birilerini rahatsız edecek ama buna da hazırım. Hatta geçenlerde blogdaki e-posta adresime biri tehditvari not bırakmış. Beni korkutacağını sanıyor herhalde ya da şaka yapma tarzı garip olan bir arkadaş olmalı. Neyse, bunu da okursa, bu kez e-posta adresime değil, yazının altındaki yorum bölümünden fikirlerini beyan etmesini beklerim. Daha şık olur.
Darbesiz, kaostan uzak bir gelecek dileklerimle.
el burrito
No comments:
Post a Comment