Wednesday, February 17, 2010

Hayırlı Olsun

Terim'in istifasının ardından, "Olmayacak duaya amin deme isteği" yazısıyla Türk futbolunu içine düştüğü keşmekeşten kurtarabilecek potansiyelde olan ve tabir-i caizse Milli Takımlar uzmanı denebilecek Guus Hiddink'in bizim için en uygun isim olacağına dair bir fikir atmıştık ortaya (hatta kampanyavari bir hareketti bu). Elbette yerli hocayla da bu iş olur ama malum artık ülke futbol gündemi "nefret" unsuruyla geçiriyor her gününü. Nerdeyse her mevzu bir yerden sonra Fenerbahçe-Galatasaray rekabetine dönüşüyor. Bu bakımdan -atıyorum- Rıdvan Dilmen ya da Abdullah Avcı gibi isimler futbol bilgileriyle çok mühim isimler olsa da göreve gelir gelmez birileri tepelerine çökeceğinden, bu gibi yerli isimlerin böyle zamanlarda göreve getirilmemesini makul karşılayanlardanım.

Hiddink'in kariyeri ve bilhassa Milli Takımlardaki başarısı ortada . Bunun anlamı, "tamamdır bu iş, kesin bir sonraki turnuvaya" katılıyoruz değildir tabii. Lakin önemli bir referanstır. Bendenizin sıradan bir futbolsever olarak Hiddink'e saygısı ve güveni sonsuzdur.

Hiddink'in buraya ikinci gelişiyle birçok eski defter de açılacak herhalde. Dün kendisine sallayan bazı isimler, bugün hala futbol yazıp çiziyorlar. Bilhassa o kişilerin Hiddink'e nasıl yaklaşacakları merak konusu. Bi' de Hıncal Uluç'un ilk olarak ne zaman "Hiddink hoca değil" yorumunu yapacağına dair bahisler açılmalıdır. İlgili kuruluşlara önerimdir.

Daha önceki Hiddink yazısını, "Bizimkisi, olmayacak duaya inandına amin deme isteği işte" diye bitirmişiz. Şimdi onu okuyunca tebessüm ettim. Demek ki bir hayal değilmiş Hiddink'i getirmek. Biraz abartmışım.

Son olarak bizim Arjantin'den Almeyda ve benim TFF'ye bir önerimiz var. Hiddink'in ülkede çıkacağı ilk maçı mümkünse Aydın'da oynayalım. İlginç bir yeniden başlangıç olur. Fılaşbekler falan... Güzel olur.


No comments:

Post a Comment