Friday, January 8, 2010

Messi'yle Konuştum Haberler İyi


Evet anlaşılan o ki, her kuşu sevmişiz, geriye bir tek leylek kalmış. Şimdi de o meselenin peşinden koşuyoruz. Türk futbol gündeminin birkaç gündür tek derdi Messi acep Arda'yı tanıyor mu, tanımıyor mu meselesi?

Bu kadar sıradan bir mevzunun gereğinden fazla büyütülmesi ve alakalı alakasız çıkarımlarla dallanıp budaklandırılması nedense hiç şaşırtıcı değil. Çünkü biz böyle gereksiz tartışmaları hep sevmişizdir. Messi, Arda'yı tanımıyormuş iddiasında bulunanların derdi esasında Messi'nin Arda'yı tanımıyor olması değil elbette. Keza birkaç gündür birçok sanal platformda Galatasaray'ın neferi olarak bu kişilere laf yetiştirenlerin derdi de Messi'nin Arda'yı tanıyor olma iddiasını savunmak değil. Mevzu yine sidik yarışı. Altta kalamayız, kalmamalıyız sorunsalı. Değer mi? Değmez aslında. Lakin dediğim gibi, biz böyle boş işler peşinde koşmayı severiz. Bugün savunma makamında olanlar, yarın başka konuda iddia makamında yer alacaklar. Kısır döngü devam tabii.

Efendim Türk Spor Basını dönem dönem dünyaca ünlü isimlerin ağzından söylendiği iddia edilen birçok haber yaptı bugüne dek. Bunların arasında Maldini, Vieri, Maradona gibi isimler vardı. Bu kişilerle yapıldığı iddia edilen röportajların video görüntülerine hiçbir yerde doğru düzgün rastlamadık ama nedense her zaman bu ünlü isimler tarafından söylendiği iddia edilen cümlelerin sidik yarışlarında koz olarak kullanmak isteyen taraf balıklama atladı bu haberlere. "Bak, gördün mü, filanca oyuncu falanca takımı bilmiyorum demiş" gibi. Ortada video kaydı yoktu ama hadise işlerine geldiği için kutsal metin gibi görüp kullandılar bunu tartışmalarında. Her sıkıştıkları anda kullanılan bu tip argümanlar Hızır misali yetişiyordu. Ve tabii bunları kullanırken, sözde taşı gediğine koymuş olmanın verdiği rahatlıkla geriye yaslanıp, az önceki örnekleriyle dağıttıkları rakiplerini tebessüm ederek izlediler. Bunu herkes yaptı. X takımın taraftarına özgü bir durum değil. Bunu da idrak etmek lazım. Belirli bir zümreyi hedef alan bir eleştiri değildir elbette. Biz de yaptık, bize karşı da çok yapılmıştır.

Efendim, fazla uzatmadan sadede geçecek olursak mevzumuz nedir; Messi acep Arda'yı tanıyor mu? Ciddi ciddi soruyorum, tanısa kaç yazar, tanımasa kaç yazar? O sorunun cevabıyla Messi'nin ya da Arda'nın futbolculuğu arasında bir paralellik mi kuruluyor? Yoksa Messi'nin dünya futboluna bakışı mı sorgulanıyor? Derdimiz nedir? Messi'ye sorulacak sorunun tabii ki iki olası cevabı vardır; "Evet, tanıyorum" ya da "Hayır, tanımıyorum."Bu kadar. Cevabı duyunca , tanımıyormuş dersin, yahut tanıyormuş der geçersin. Biz öyle mi yapıyoruz? Hayır. İşine gelen bu argümanı arkadaş ortamında rakibini kızdırmak için kullanırken, başkaları da haberin yapılış amacını sorguluyor. Gerçi bu kitle içerisindeki bazı kişilere yıllardır hayal ürünü olan bazı Maldini, Vieri, ya da Maradona demeçlerine neden inandınız ve şimdi aynı basının uydurduğunu düşündüğünüz bir habere neden bu kadar takıldınız? diye sormak da gerekir ama şimdi durduk yere tüm şimşekleri üzerime çekmek istemem.

Amiyane tabirle, bu olayı sallayın gitsin. Bu mudur yani birkaç gündür forumlarda, sözlüklerde, bloglarda, sokakta tartıştığımız mesele? En basitinden, TFF'nin Euro 2016 için aday seçtiği ve seçmediği şehirler üzerine iki kelam etmeyen insanların, Messi'nin Arda'yı tanıma ihtimali üzerinde kendini heder etmesi garip değil mi? İnsanlar utanmasa, "Messi'nin Arda'yı tanıyor olma ihtimalini sevdim" diye şiirler yazacak.

Yazıyı kendi üretimim olan gereksiz bir espriyle bitireyim; Messi'ye Arda'yı sormuşlar, "O da kim? Galatasaray'da mı oynuyor?" demiş... Yok lan, böyle değildi herhalde.


No comments:

Post a Comment